Migreni olan kişi; ağrısını geçirmek veya başka bir nedenle sık ağrı kesici kullandığında seyrek olan migren ağrıları artmaya başlar. Kişi ağrı atağı geçtiğinde tümüyle iyileşirken zaman içinde sık ağrı kesici kullanımı sonucunda; sürekli ağrı, saç derisinde hassasiyet oluşur veya ağrı tek taraflıyken iki tarafa yayılır. Beraberinde unutkanlık, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve yorgunluk şikayetleri de artış gösterebilir.
Prof. Dr. Mustafa Ertaş
Nöroloji ve Nörofizyoloji Uzmanı
Migren, ülkemizde insanların yüzde16.4’ünde sık görülen bir baş ağrısı hastalığıdır. Kadınlarda erkeklere göre 3 kat fazla görülür ve her 3 kadından biri migren hastasıdır. Migren belirtileri belli bir takım ortak özellikler taşısa da kişiden kişiye değişiklikler gösterir. Genellikle; orta şiddette veya şiddetli tekrarlayan baş ağrılarına yol açan, 4 saatten uzun ve 3 güne kadar uzayabilen ağrı ataklarına yol açan bir hastalıktır. Ağrı genellikle tek tarafla ve ataktan atağa taraf değiştirebilen, zonklayıcı, hareketle artan karakterdedir. Ağrı sırasında ışıktan, sesten veya kokudan rahatsızlık olabilmekte, bulantı hatta bazen kusma eşlik edebilmektedir. Adet dönemi, açlık, lodos, rüzgâr, fazla veya az uyku, stres, aşırı yorgunluk, güneş, mayalı içkiler en sık tetikleyen faktörler arasındadır. Ülkemizde migren hastalarının onda biri her gün -ya da ayda 15 gün veya daha fazla- migren ağrısı yaşamaktadır. Bu hastaların da yüzde 80’den fazlası, bu ağrıları, sık ağrı kesici kullandıkları için yaşamakta, yani ilaç aşırı kullanım baş ağrıları bulunmaktadır. Ağrı ilaçları ayda 10 gün veya daha fazla alındıklarında bu durum oluşmakta ama ayda 5 günden fazla ağrı kesici kullanımı sonuçta giderek aşırı ağrı kesici kullanımına götürebilmektedir.
Aşırı ilaç kullanımı ağrıyı artırıyor!
Ağrı kesicilerin sık kullanımına bağlı olarak özellikle migreni olan insanlarda “Ağrı Kesici Aşırı Kullanım Baş ağrıları” gelişen bir durumdur. Baş ağrısı hastalığı olmayan bir insan romatizma veya başka nedenle her gün bir ağrı kesici (basit ağrı kesiciler, rotamizmal ağrı kesici ilaçlar) kullansa bile baş ağrısı ortaya çıkmaz. Oysa tüm basit ağrı kesiciler (parasetamol veya antiromatizmal ağrı kesiciler gibi), kodein veya kafeinle kombine edilmiş ağrı kesiciler, ergotamin ve triptan grubu adı verilen sadece migren ağrılarını geçiren, migren dışındaki ağrıları geçirmeyen ve narkotik özellikli tüm sakinleştirici ilaçlar sık kullanıldıklarında bu duruma neden olur.
Ağrının karakteri de değişir…
Ağrı kesici aşırı kullanımı sadece migren ağrılarını sıklaştırmakla kalmaz ağrının karakterini de değiştirebilir. Önceden ağrı atağı geçtiğinde kişi tümüyle düzelirken zaman içinde sürekli ağrı hatta saç derisinde bir hassasiyet oluşabilir, ağrı tek taraflıyken artık iki tarafa yayılabilir yani şekil değiştirebilir. Ağrının beraberinde unutkanlık, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve yorgunluk da oluşur. Ergotamin denen grupta ilaç kullananlarda ayrıca çarpıntı, el ayak soğukluğu, baş dönmesi gibi belirtiler de görülebilir.
Migren hastalığını kronikleşmesinde yani ayda 15 gün veya daha fazla ağrı olur hale gelmesinde en önde gelen bu “ilaç aşırı kullanımı” durumu çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir:
*Temelde var olan baş ağrısı hastalığının (migren veya gerilim tipi baş ağrısının) tanısının konmamış olması.
*Bilinçsiz ağrı kesici ilaç kullanımı.
*Hastalığının tedavisinin yapılmıyor olması (her gün tedavi edici ilaç kullanımı yoluyla).
*Baş ağrısı dışında bir nedenle (örneğin romatizmal bir hastalık nedeniyle) ağrı kesicilerin migrenli insanlarla sık kullanılması.
*Migreni tetikleyen -doğum kontrol hapları gibi- ilaçların kullanımı sonucu migrenin sıklaşıp sık ağrı kesici kullanılması.
Migren belirtileri kişiden kişiye değişir…
Sık ağrı kesici kullanımında migren tanısı almamış olmak önemli bir yer tutar. Migrenli bir insana bu tanının konmamış olmasının önemli bir nedeni migren belirtilerinin kişiden kişiye değişebilmesi ve hastanın hekimi yanıltabilmesidir. Migren için basit bir “Üç soru testi” bu konuda ışık tutabilir. Tekrarlayan ve rahatsız edici olabilen baş ağrıları olan insanlar şu üç soruyu kendilerine sorduklarında eğer ikisine veya üçüne evet yanıtı veriyorlarsa, yüzde 90’ın üzerinde bir olasılıkla migrenleri vardır bir hekime danışmaları yerinde olur.
*Soru 1: Baş ağrısı sırasında hiç ışıktan rahatsızlık duydunuz mu?
*Soru 2: Baş ağrısı sırasında hiç bulantı veya midede bir rahatsızlık hissi yaşadınız mı?
*Soru 3: Ağrı nedeniyle bir gün olsun hiç işten güçten alıkondunuz mu?
Kişi bu soruları sorduğunda, yanıtlarına göre migren ihtimali yüksek görünüyorsa, ilk olarak bir hekime danışmalı ve sık ağrı kesici kullanıp kullanmadığını sorgulamalıdır. Eğer sık ağrı kesici kullanıyorsa bu azaltmalıdır. Ağrı kesicileri azaltmak veya durdurmak ve migreni tedavi ettirmek için uzmana başvurulmalıdır.
Ülkemizin önemli bir gerçeği; tedavi edilmesi gereken bu denli sık ve şiddetli ağrı yaşayanların oranı migren hastalarında yüzde 65’in üzerindeyken, yani migrenlilerin üçte ikisi önleyici tedavi gerektirirken, tedavi görmüş ve görenlerin oranı yüzde 5’in altında, yani yirmide birden daha azdır.
Tedavi gören migrenli hastaların bu denli az oluşunun nedeni; hekime baş vurmamak, başvurulan hekimin hatalı tanısı, tanı doğru bile olsa doğru tedavi başlanmaması, hastanın hekimle iletişiminde aksaklıklar, migrenin tedavisinin olmadığı şeklinde hatalı inanış.
Tedavi seçenekleri…
Migren için temelde etkinliği en kanıtlanmış ilaç tedavileridir. Fakat botox veya sinir blokları da tedavide kullanılabilmektedir. Migrenli kadınların yarısında menopozdan sonra ağrılar azalmakta veya kaybolmaktadır. Oysa ilaç aşırı kullanımı geliştiğinde böyle bir son olmamakta, kişi ağrı kesicileri sık kullandığı sürece 90 yaşında bile olsa ağrılar sürebilmektedir.