Çoğu insan, öldürücü olabildiği gibi geçici körlüğe de neden olabilen migreni baş ağrısı ya da sinüzitle karıştırıyor. Profesör Dr. Mustafa Ertaş, migrenle baş edebilmenin sırlarını anlattı…
Dünyada işgücü ve ekonomik kayıplara en çok neden olan hastalıklar arasında yer alan migren, yaşam kalitesini kalp krizinden daha çok etkileyen hastalık olarak biliniyor. 4 saat ile 3 gün arasında süren baş ağrısına yol açan migren, baş ağrıları arasında en çok hastane ve doktora başvurma nedenini oluşturuyor. Aslında migren, şiddetli bir baş ağrısından öte, komaya yol açarak tek başına öldürücü olabilen bir hastalık. Bazı çeşitleriyle de geçici körlüğe dahi yol açan ciddi bir sağlık sorunu.
Migreni tetikleyen nedenleri bilerek hastalıkla ilaçsız baş edebilmenin mümkün olduğunu belirten İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı ve Prof. Dr. Mustafa Ertaş, migrenin belirtilerini ve yol açan etkenleri, migren teşhisinde en yeni kullanılan yöntemi anlattı…
Migrenin görülme sıklığı nedir?
– Türkiye’de her 5 kadından birinde, her 10 erkekten birinde migren var. 1998’de yapılan çalışmaya göre migrenin görülme sıklığı yüzde 16.4 olarak saptandı.
Baş ağrısı ile migrenin farkı nedir?
– En çok sinirsel baş ağrısıyla karıştırılıyor. Sinirsel (gerilim) baş ağrıları her üç kişiden birinde var ama migren daha engelleyici bir baş ağrısı. İşten, aktiviteden bir miktar ya da tamamen keser. Migren için ağrının başın yarısında olması ve tekrarlayıcılığı, zaman zaman baş ağrısı ataklarının olması önemli. ‘Bu yaşıma kadar hiç başım ağrımadı, 15 gündür başım ağrıyor’ diyorsa migren için tipik belirti değil. Aylardır, yıllardır tekrarlayan ağrının olması, aralarda en azından hiçbir probleminin olmaması, ağrıların birbirine benzer olması ayırt edici belirtileri.
Etkili olduğu belli dönemler var mı?
– ‘Hamilelikte baş ağrılarım geçti sonra tekrar başladı’ gibi sözler de migreni düşündürmeli. Migren hamilelikte yüzde 60 oranında geçer. Hormon düzeyindeki değişiklikler migren ataklarını tetikler. Önemli olan kadınlık hormonunun yüksek – düşük olması değil, iniş çıkış gibi dalgalanmalar göstermesidir. Bu nedenle âdet döneminde tetiklenir, gebelikte ise siner. Menopozdan sonra da hormon düzeyinde dalgalanma yoktur ve migren geçer. Bazı kişilere ataklar ilk kez doğum kontrol hapı kullandığında ortaya çıkar.
Migren ataklarını sıklaştıran faktörler neler?
– Öğün atlamak, düzensiz uyku, hastanın dikkat ettiği ya da fark ettiği yiyecekler, mayalı içkiler, stres. Kişi bu tetikleyen faktörlerden hayatını ne kadar arındırırsa, yaşamına o derece olumlu etkisi olur. Kişi öğün atlamamalı; kahvaltı yapmadan işe gitmek migreni tetikler. İlaç gibi her öğünde az da olsa bir şeyler yemeli. Hafta sonu geç kalkmak, çok geç saatlerde yatmak, uykuyu alamamak, gündüz sıradışı öğlen uykuları migreni tetikler. Klimanın önüne oturmak, kuruyemiş, peynir, çikolata yediğinde tetikleniyorsa bunlardan kaçınmalı. Kışın soğukla daha fazla tetiklenebilir. Mevsim dönümlerinde de daha fazla canlanma gösterebilir. Tedavide ilaçtan önce kişi yaşantısında bunlardan kaçınıyorsa olumlu etki yaratıyor. Bazı hastalarda bunları kontrol altına almakla hergün ilaç almaya gerek kalmıyor, atakları seyrekleşiyor.
Çikolata, tetikleyen besinlerden mi?
– Aslında çikolata yanlış biliniyor. Migren atağı gelmeden ön belirtilerden biri, tatlı bir şey yeme isteğidir. Tatlı yeme isteğiyle insanlar sıklıkla çikolataya rağbet eder. Çikolata yedikten sonra başım ağrıyor efsanesi de bundan kaynaklanıyor.
Ya kahve?
– Kafein baş ağrısına iyi de gelebilir, aşırı tüketildiğinde tetikleyebilir de. Kafein içeren ilaçlar, kolalı içecekler de artırabilir.
Egzersiz artırır mı?
– Çok yorucu bedensel aktiviteler migren atakları için iyi değil. Ama meditasyon ve yoga gibi gevşeme tekniklerinin migrende çok olumlu etkileri olabiliyor.
Migrenin kaç tipi var?
– Temel olarak auralı ve aurasız olarak ikiye ayrılır. Auralı migrenlerin de özel çeşitleri var. Örneğin, ‘hemiplejik migren’ felce neden olabilen bir tür. Baziler dediğimiz baş dönmeli migrende ağrı öncesinde çok şiddetli baş dönmesi ve çift görme, dengesizlik görülür. Bir de ‘retinal migren’ var ki bu hastalar migren olduğunu yıllar sonra fark edebilir. Migren atağı öncesinde kör olurlar, bir gözleri görmez ve saatlerce, dakikalarca sürebilir. Sonra düzelir. Ama yanlış yönlendirme ve hatalı tedavilerle kalıcı olabilir.
Auralı migren nedir?
– 10 migrenliden birinde baş ağrısından önce bir belirti olabiliyor. 4 – 60 dakika arasında değişen sürede bir gözün görmemesi, gözünün önünde ışıklar, şimşek gibi veya kırık çizgiler görmek ve bunların dakikalarca devam etmesine aura diyoruz. Sonra görüş düzeliyor, dakikalar sonra baş ağrısı başlıyor. 10 binde bir hastada ise bir tarafta kuvvetsizlik, felç de olabiliyor. Bu birkaç saat ya da 1 – 2 gün sürüyor. Nadir görülmekle birlikte komaya giren hastalar, sara nöbetleriyle seyreden migren atakları var.
Migren nasıl öldürücü olabilir?
– Bazen tek başına öldürebilir migren. Çok nadir görülen ve felce neden olan ‘hemiplejik migren’, komaya sokabiliyor. Böyle bir bir hastamız var, her atağında acil servise kaldırılıyor.
Ne zaman doktora gitmek lazım?
– Bir aydan daha fazla süreyle her gün ya da gün aşırı baş ağrısı çekiliyorsa mutlaka gidilmeli. Yine her gün ya da gün aşırı en az bir aydır ağrı kesici kullanıyor ve ağrılarınızı bunlarla dindiriyorsanız, doktora gidilmeli. Tedavide standart bir reçete yok. Her hasta için bir terzi gibi tedavi hazırlanmalı.
Peki, migren ağrısı kendi kendine geçer mi?
– ‘Ağrılarıma dayanıyorum, ilaç kullanmayı sevmiyorum’ diyen insanlar var. Bugün ise ağrı çekmek, ağrıya duyarlılığı daha da artırıyor. Atak ve ağrıların ne kadar çekilmesine izin verirsek, daha sonraki ağrıların daha şiddetli ve ilaçlara, tedaviye daha dirençli olacağını biliyoruz. Duyarlılık artıyor. Başına dokunması bile ağrı yapıyor. Çok ağrı çekmiş migrenli hastaların bazılarında bir özellik var; erken evrede ağrı çekmemek, ağrıyı daha erkenden kontrol altına alıp önleyici tedavi olabiliyor.
Ağrı kesici, her migren atağında kullanılmalı mı?
– Kendi kendine tedavi zararlı. Çok sık ataklarda ağrı kesici kullanmıyoruz, sadece önleyici tedavide kullanıyoruz. Çünkü hastanın atakları sıksa, ağrı kesiciler atakları arttırıyor. Bir süre sonra ağrı kesici bağımlılığı gelişiyor. Böyle durumlarda uygun ilaca doktor karar vermeli. Türkiye’de toplumun yüzde 5’inin başı, aşırı ağrı kesici kullandığı için her gün ağrıyor. Bunlar migrenli insanlar aslında.
Teşhiste kullandığınız en yeni yöntem nedir?
– Hasta ön tanı koyup migrenden şüphe edebilir ama tedavisi için doktora gitmesi şart. Bunun için yardımcı bir yöntem var artık: “ID (identity – kimlik) migren’ testi. ID testi, doktora başvurmadan tanı koymak için değil, doktora rağmen hastanın kendi tanısını koyabilmek için önemli bir adım. Migren tanısı alan kişilerde doğruluğu saptamak için geliştirilen bu test üç sorudan oluşuyor. Sorulardan iki ya da üçüne evet diyorsanız migren olma ihtimaliniz yüzde 93.3 olarak saptanıyor. Bu kadar az soruyla ve bu kadar duyarlı tek test bu.
Türkiye’de de uygulanacak mı?
– ‘Türk halkı için bu testin geçerliliği nedir?’; şu anda bunun çalışmasını başlattık. İstanbul, Cerrahpaşa ve Uludağ Tıp Fakültelerinde ortak olarak yürütülüyor. ABD’den sonra bu testin denendiği ilk ülkeyiz.
En çok hangi hastalıkla karıştırılıyor?
– En çok sinüzit teşhisi konuyor. Migrenlilerin yüzde 27’sine sinüzit tanısı konuluyor. Bu nedenle gereksiz antibiyotik ve bolca ağrı kesici kullanılıyor. Sinüzit diye toplumda yanlış algılanmasının nedeni ıslak saçla dışarı çıktıktan sonra ağrının başlaması. Islak saçla dışarı çıkmak rüzgara daha açık olmak anlamına gelir ve rüzgarla tetiklenen baş ağrısı da migren de, en çok göz çevresinde ve alın bölgesinde olur. Hasta burada migreni tarif ediyor ama sinüzit olduğunu zannediyor. ‘Islak saçla dışarı çıkma sinüzit olursun’ yerine ‘ıslak saçla dışarı çıkma migren atağın gelir’ demek lazım. Çünkü bir anda sinüzit olunmaz.
Migren atağının öncesinde ve sonrasında neler oluyor?
– Esneme, tedirginlik, keyifsizlik, bazen aşırı neşe, yeniden doğmuş gibi hissetmek, tatlı isteği migreni haber veren belirtilerden. Aşırı neşe migren bittikten sonra daha fazla olabiliyor. Atak sonrasında dayak yemiş gibi bir his de oluşabiliyor.
3 soruda test edin
Son üç aydır iki ya da daha fazla baş ağrısı olanlara, bir doktora danışma ihtiyacı olanlara ve bu baş ağrısından dolayı en az bir gün işten güçten oldum diyenlere yapılan ID testinin soruları şöyle:
1. Baş ağrılarınız sırasında hiç midenizde bulantı ya da rahatsızlık hissettiniz mi?
2. Bu baş ağrısı sırasında ışık sizi rahatsız etti mi?
3. Son üç ay içinde en az bir gün baş ağrısından dolayı güçlük çektiniz mi, işe gidemediniz mi?
En tipik belirtileri nelerdir?
Migrenin herkes için ortak belirtileri yok. Hastaların yüzde 70’inde migren tek taraflı. Bu en tipik belirti. Ağrıya migren demek için diğer ipuçları şunlar;
Ağrının zonklayıcı olması.
Ağrı şiddetlendiğinde bulantının eklenmesi.
Ağrı sırasında ışıktan, sesten rahatsız olmak.
Karanlığa ihtiyaç duymak.
Baş ağrısı sırasında hareketin ağrıyı artırması; başını oynatmak, merdiven çıkmak, eğilip kalkmak, öksürmek, aksırmak vs… Hastaların yüzde 90’ı şiddetli ağrı çeker. Koku migren ataklarını tetikler. Bu, migren için çok spesifiktir. Örneğin parfüm kokusu, keskin bir koku baş ağrısı getiriyorsa migren için ipucu olmalı. Rüzgâr, lodos tetikliyorsa, çok parlak ışık, güneşe bakmak, sigarı dumanlı ortamda bulunmak, kırmızı şarap, bira içmek, uykusuz kalmak, âdetin başladığı gün başı ağrıyorsa bu belirtiler migreni düşündürmeli.
Kimlerde daha çok görülüyor?
Hastanelere başvuranların yüzde 50’sinden fazlası düşük eğitim ve gelir grubundan insanlar. Ayrıca uyku düzenini bozan işler, vardiyalar ve stresli bir iş migreni daha çok tetikliyor. 20’li 30’lu yaşlar migrenin daha sık görüldüğü bir dönem.