Üç soru sor migreni anla!

Migren sık görülen bir hastalık mı? 
2008 yılında yapılan çalışmaya göre yineleyen, yani hastayı rahatsız eden baş ağrıları içinde en yaygın olanı migren. Sinirsel baş ağrıları bundan daha sonra geliyor. 5 bin 323 kişi üzerinde kapı kapı dolaşarak yapılan araştırmaya göre migrenin sıklığı, 18-64 yaş arası, toplumda yüzde 16.4. Halbuki aynı toplumda gerilim tipi baş ağrısı yüzde 5 civarında. Migren hem en yaygın yineleyen baş ağrısı hastalığı hem de en engelleyici baş ağrısı hastalığı.

Peki migreni diğer baş ağrılarından ayıran ne? 
Örneğin sinirsel baş ağrıları temelde psikolojik nedenlerle ortaya çıkan ağrılardır. Gerilim, kasların kötü kullanımı gerilim tipi baş ağrılarının ortaya çıkmasına neden olur. Beyin aşırı uyarılar yüzünden aşırı duyarlılaşır. Hiç olmayan bir ağrı duygusunu, başka uyarıları ağrı olarak algılamaya başlar. Migren ise farklı bir yapıdır. Migrende olan şey; beynin duylarlılığı değil beynin damarlarının iltihaplanması ve bu iltihaplı damarların baş ağrısını oluşturması yani fiziksel bir hastalık. Örneğin migreni tetikleyen bir şey oluştuğunda beyinde bazı değişiklikler oluyor. Elektrik dalgaları yayılıyor ve bunların sonucunda beynin damarları iltihaplanıyor. Hastaların bir kısmında daha sonra beyin daha da duyarlılaşıyor. O zaman durum katlanılması daha zor bir hal alıyor. Bu tip migren hastaları saçını ellemek, hatta taramak istemiyor. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Migren beyin zarındaki damarların iltihaplandığı ve acı ve baş ağrısının da bu durumdan kaynaklandığı bir hastalıktır. Kadınlarda daha fazla görülür.

Neden kadınlarda daha fazla? 
2008 yılı baş ağrısı prevelans çalışması bize gösterdi ki Türkiye ’de 18-65 yaş arası toplumda kadınlarda migren görülme oranı erkeklere göre 3 kat daha fazla. Doğurganlık yaşlarındaki kadınlarda ise üç kadından biri migrenli.

“Migren miyim, değil miyim?” diye düşündürecek kriterler var mı? 
Bu kriterler aslında hekimlerin hastalarının anlattıklarından çıkaracağı sonuçlardır. Ama kendi kendinize de anlayabilirsiniz. Bunun için 3 soruluk bir migren testi var. Bunu uygulayıp testin sonucuna bakarak pekala migrenli misiniz, değil misiniz bir fikir sahibi olup, konuyla ilgili bir uzmana başvurabilirsiniz. Bu test yapıldığında kişi pozitif çıkıyorsa yüzde 90’dan fazla ihtimalle o kişi migrendir. Dolayısıyla şimdi gazetede okuyan bir kişi de bu testi rahatça yapabilir.

Peki diyelim ki bir okuyucumuz buradan okudu, testi uyguladı ve üç soruya doğru cevap verdi o zaman ne yapacak? 
Aslında baş ağrısı teoride birinci basamağın, yani aile hekimlerinin işi olmalı ama ne yazık ki baş ağrısı eğitimi tıp fakültesinde son derece kısıtlı veriliyor. Yani üniversitelerde altı yıllık tıp eğitimi boyunca baş ağrısı konusundakieğitim 1 ya da 2 saati geçmiyor. Dolayısıyla uzman olmayan bir hekimin migrenli bir hastayı tanıması ve karar verebilmesi için bu eğitim süresi pek de yeterli değil. Nöroloji Derneği, Baş Ağrısı Derneği kurslar düzenleyerek pratisyen hekimleri, aile hekimlerini hatta nörologları bile baş ağrısı konusunda mezuniyet sonrası eğitime tabi tutuyorlar. Bu nedenle baş ağrısı çekenlerin bir nöroloğa başvurması daha doğru olur. Ama iyice karmaşıklaşmış baş ağrısı durumlarında herhangi bir nörolog yerine baş ağrısı merkezlerini ya da baş ağrısı polikliniklerine başvurmaları gerekmektedir. Birçok üniversite hastanemizde de bulunan bu merkezlerde çok detaylı incelemeler yapılmamtadır. Ayrıca buradaki uzmanlarda da baş ağrısı üzerine uzmanlaşmış hekimlerdir.

Kaç tipi var? 
Genel olarak iki gruba ayrılır. ‘Aura’lı dediğimiz ön belirtili migren ve aurasız migren. Migrenlerin yalnızca yüzde 10’u auralıdır.

Migrenin aurası nedir? 
Aura, ön belirtili migrende rastlanan şikayetlerdir. Bu belirtilerin çoğu görmeyle ilgilidir. Hasta ağrısı başlamadan 1 saat ya da yarım saat once ya da bazı hastalarda daha once parlak ışıklar, zigzag çizgiler gördüğünü ya da görmenin bulanıklaştığını, bir alanda veya bir bölgede görme kaybı olduğunu söyler. Ayrıca kolda, bacakta uyuşma, baş dönmesi, konuşmayla ilgili bozukluklar da görülür. Bu durum 20–30 dakika sürer ve ardından ağrı başlar.

Nedeni biliniyor mu? 
Çevresel faktörler, genetik olarak yatkın kişilerde, beyinde bir aktivasyon yaratırlar. Bu aktivasyon, beyin damarlarında genişleme yapar ve kimyasal maddeler açığa çıkar. Bunlar sinirleri uyararak ağrıya neden olurlar.
Genetik etki söz konusu o zaman.
Genetik bozukluk migrenin sadece bazı özel tiplerinde gösterilebilmiştir.

Migren çocukluklarda da görülür mü? 
Tüm migrenlilerin yüzde 10-15 kadarında hastalık, çocukluk çağında başlar. Migrenin çocukluk çağında görülme oranı ise yüzde 3 -5 kadardır. Bu rakam ergenlikten sonra yüzde 10’ların üstüne çıkar. Uyku düzensizliği, uyuma güçlüğü, nedensiz kusmaları, alerjisi, araba tutması olan çocuklarda ileride migren gelişme olasılığı daha fazladır.

Kadınlarda niçin daha fazla? 
Bu, kadınların hormonal düzeniyle ilgili bir durumdur. Menopozda seyrekleşir. Hamilelikte de migren krizleri azalır.

Migreni MR’da ya çekilen bir filmde görmek mümkün mü? 
Damar iltihabı filmde görülebilir. Örneğin deneysel çalışmalarda özel düzeneklerle bu durum ve damardaki kan akımı değişiklikleri görüntülenebiliyor. Ama görüntülenme durumu sinirsel baş ağrıları için sözkonusu değil. Çünkü orada damarlarda herhangi bir şey yaşanmıyor.

3 soruda migren testi 
Bu testi yapmadan önce hastada iki tane kriter aranıyor. Bunlardan ilki son üç ay içinde iki kez veya daha fazla baş ağrısı çekip çekmediği, diğeri de bu baş ağrısının onda ‘acaba doktora gitmeli miyim?’ hissi uyandırıp uyandırmadığı. Bu kriterler önemli çünkü baş ağrısının terkarlayıp tekrarlamadığını ve şiddetli olup olmadığını gösteriyor. Bu kriterlere ‘evet’ veya ‘kısmen evet’ cevabı verilirse o zaman üç ana soruya geçiliyor.
1-Ağrı sırasında hiç ışıktan rahatsız oldunuz mu?
2-Ağrı sırasında hiç mideniz bulandı mı?
3-Ağrınız nedeniyle en az bir gün işe ya da okula gidemediğiniz oldu mu?

Değerlendirme: 
Eğer bu üç sorunun ikisine bile “Evet” diyorsanız ağrınızın migren olma ihtimali yüzde 90’ın üzerinde. Mutlaka bir nöroloğa başvurmanız gerekir.
Bu test hekimlere bile öneriliyor. Test pozitifse karşılarındaki hastanın migren olma ihtimalini değerlendirmeleri ve hastaya migrene yönelik daha ayrıntılı sorular sormaları isteniyor.

Migren ağrısının özellikleri 
*Genelde ağrı başın tek tarafındadır
*Ağrı zonklayıcı özellikte, orta veya şiddetlidir
*Bulantı, kusma olur
*Krizler (atak) halinde gelir
*Ağrı 4 ila 72 saat sürer
*Ağrı başlangıcında görme bozuklukları olur (auralı tipinde)
*Baş hareketleri ve fiziksel aktiviteyle ağrı artar
*Işıktan ve sesten rahatsız olma

Migreni tetikleyen faktörler 
*Yükseklik değişiklikleri
* Hava kirliliği, sigara dumanı
*Parlak ışık veya titreyen ışık
*Yüksek ve devamlı gürültü
*Parfüm kokusu, kuvvetli diğer kokular ve kimyasal maddeler
*Hava durumundaki değişiklikler (basınç, sıcaklık ve nem değişikliği, lodos)
*Mevsimsel değişiklikler (sonbahar ve ilkbahar en kötü zamanlar)
*Açlık, öğün atlama
*Çok ya da az uyuma, uyku düzenindeki bozukluklar
*Uçak yolculukları
*Doğum kontrol hapları
*Kadınlarda hormonal değişiklikler (âdet dönemi)
*Bazı yiyecek ve içecekler (çikolata, kabuklu kuruyemiş, kırmızı şarap vb)
Migreni tetikleyen faktörler arasında pek çok besin sorumlu tutulmaktadır. Ancak, her hastada migren ağrısını artıran yiyecek farklı olabilir. Önemli olan kişinin ağrısını tetikleyen maddeyi kendisinin bulup, keşfetmesidir.

Gerilim tipi baş ağrısını migrenden nasıl ayırt edebiliriz? 
*Gerilim tipi baş ağrısı çokluk stresten kaynaklanır.
*Tüm başı tutar, tepede etkilidir. Başın arkasından öne yayılma gösterir.
*Çok nadir tek taraflı olabilir.
*Bulantı olabilir ama kusma görülmez.
*Bir hafta – 15 gün ağrıyla (hafif) geçer.
*Ağrı kriz şeklinde olmaz.
*Ağrı başlamadan önce görme bozuklukları olmaz.
*Hareket etme ağrıyı artırma.